Kahraman Savaşçıların ve Hızlı Atların Şehri
Kibyra, Gölhisar ilçesinin hemen batı yamacındaki alçak tepeler üzerinde yer almaktadır. Kibyra antik kentinin, yerleşim alanı oldukça büyüktür. Kibyra birbirinden derin yarlarla ayrılan hâkim üç tepe üzerinde oturmaktadır. Yapılar; simetrik düzenlenmiş, tepeler teraslanarak göl ve ova manzarasına hâkim konumda ve hiçbir yapı bir diğerinin manzarasını kesmeyecek biçimde yerleştirilmişlerdir.
Şehre girerken solda muhteşem anıtsal kapısıyla, Eski Anadolu’nun en görkemli ve günümüze sağlam korunmuş olarak ulaşan antik stadyumlarından olan, 11 bin izleyici kapasiteli Kibyra Stadion’u sizi karşılar. Burada gladyatörlerin mücadelelerini görür gibi olursunuz. İlerledikçe Bazilika, Yukarı ve Aşağı Agora, Roma Hamamı, Gymnasion, Tiyatro ve Odeion karşınıza çıkar. Diğer taraftan Anıt Mezar, Geç Roma Hamamı, yuvarlak kuleli giriş kapısı ve antik suyolları ilginizi çekecektir. 2006 yılında Burdur Müzesi başkanlığında başlatılan kazı çalışmaları, günümüzde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru başkanlığındaki ekip tarafından yürütülmektedir.
Odeion (Müzik Evi) 3600 kişilik kapasitesiyle, halen ülkemizin sahip olduğu, antik çağlarda üzeri bir çatıyla kapatılmış en büyük yapısıdır ve iç bezemeleriyle en görkemli eserlerindendir. Orkestranın tam merkezinde kırmızı, yeşil ve beyaz mermerlerden yapılmış, yılanlardan oluşan saçları ve insanları taşa çeviren bakışlarıyla MEDUSA figürü, yapım tekniğiyle kendi türünde bilinen tekil örnektir. 2011 yılında Odeion’un ön kısmındaki Stoa’da Anadolu'nun en sağlam ve büyük mozaik alanı olma özelliği taşıyan, yaklaşık 540 m2 alanı kapsayan sağlam durumda mozaik ortaya çıkarılmıştır. Yine Odeion’un önünde, Geç Roma Dönemi'ne ait (M.S. 6-7 yy.) Hamam yapısı, bölümleri, ısıtma ve su sitemleriyle görülebilir durumdadır.
Kentin bugün görülebilen tüm mimari kalıntıları Roma İmparatorluk Dönemi'ne aittir. Hellenistik Dönem’de Kibyra ve yakın çevresinde konumlanmış antik kentlerden Boubon, Balboura ve Oinoanda'dan teşekkül, dörtlü “kent birliği (Tetrapolis)” (M. Ö. 2. - 1. yüzyıllarda) oluşmuştur. Söz konusu kentler birliği, M.Ö. 82 yılında Romalı General Murena tarafından dağıtılıp, ortadan kaldırılmıştır. Bu tarihten sonra Kibyra Asia Eyaleti'ne ve diğer kentler Likya Birliği'ne dahil edilmiştir. Roma İmparatorluk Dönemi'nde ise, kendisine yaklaşık 25 kentin bağlı olduğu “Kibyra Conventusu” adı altında, Asia Eyalet Valisi'nin yargı merkezi olmuştur. M.S. 23 yılında meydana gelen büyük bir deprem sonucunda yerle bir olan kent, Roma İmparatoru Tiberius’un vergi affı getirmesiyle yeniden inşa edilebilmiştir. Kibyra özellikle M.S. 1. - 3. yüzyıllarda en parlak ve zengin dönemini yaşamıştır.
Kibyra demircilik, dericilik ve at yetiştiriciliğinde oldukça ünlüdür. Buna çömlekçilik de eklenmelidir. Şehir halkı son derece savaşçı kimliğe sahiptir. Şehrin en çok dikkat çeken eserleri; görkemli Stadion’u, Odeion içindeki opus sectile Medusa döşemi ve önündeki, Türkiye'nin en sağlam ve büyük mozaik alanıdır. Kibyra'dan çıkarılan eserler Burdur Müzesi'nde ziyaretçilerin ilgisine sunulmaktadır.