Eski giysiler, şehirlerde kalkmış olmakla beraber kırsal alanda yer yer devam etmektedir.
Mahalli Kıyafetler:
Bebekler İçin: Anneler bebeklerini sıkıca bir kundağa sararak büyütürler, çoğunlukla beşik ya da salıncaklarda uyuturlar. Bebeğin iç giysileri zıbın veya göynek, hırka -yün veya pamuk döşenerek dikilir-bir de takke dikkat çeker.
Çocuklar İçin: Bebeklikten kurtulup yürüme çağına gelen çocuklar erkek, kız ayrımı yapılmadan entari giyerler. Okul çağı yaklaştığı zaman kızlarda entari üzerine basmadan yapılmış bolca bir don çekilir.
Delikanlılarda: Delikanlılar köylerde giyimlerine çok dikkat ederler. Pantolon, gömlek, ceket ve kasketiyle büyük bir adam havasına bürünürler. Evlenmek isteyen delikanlı kasketinin kenarına bir çiçek takar. Bu onun evlenme isteğinin işaretidir. Yeni evli delikanlılar ise bilhassa askerden döndüklerinde siyah urbasının yakasına geçirdiği ve gelinin çeyizinde işlediği çevresi ile günlerce dolaşır.
Delikanlılarda en fazla göze batan birbirinden güzel nakışla örülmüş yün çoraplardır. Gelinlerin çeyizleri arasında daima bu nakışlı yün çoraplara rastlanır.
Genç Kızlarda: Köylerde genç kızlar bugünkü Batı giyimine pek önem vermemektedirler. Günlük giysileri en renkli, en canlı basmalardan bol bir şalvar ile göğüs altında lastikli (sıkma) adı verilen bir gömlekle tamamlanır.
Gelin Kıyafeti
Çok renkli ve çarpıcı başlık. Omuzda, kırmızı ve beyaz ipliklerle işlenmiş bir şal. Bu kıyafet bir gömlek, parçalı etek, mendil, gül desenli çoraplardan ve ayağa giyilen sandaletlerden oluşur.
Erkeklerde: Cumhuriyet öncesi, geleneksel giysiler canlılığını korumaktaydı. Bugüne kadar geleneksel izler kalmıştır. Eskiden delikanlılar mavi ya da kara çuhadan şalvar üstüne "kepe" adı verilen mavi ve kara çuhadan kolları yakası kara ipek ya da pamuk kaytanla işlenmiş kısa bir ceket giyerlerdi.
Şalvarın uçkurluğundan koltuk altına kadar acem şalı ya da arşınla satılan kuşaklar kuşanılır, frenk gömleği yerine de şitari ipekli giyilirdi. Gümüş saat sapı görünürdü. Başta kalıplı kırmızı fes bulunurdu. Üstüne "Çeki" denilen oyalı yazma sarılırdı. Sarığının ucu sol kulak üstünden omuza doğru sarkılıtılırdı. Ak ya da renkli yün ipliğinden çeşitli erişlerle örülmüş çorap, sivri ökçeli tulumbacı giyilirdi. Kimi delikanlılar da üç etek, şitari entari ve entarinin altına ak patiskadan yapılmış, parçaların ipek ve sırma ile işlenmiş uçkur bağı ile bağlanan don giyerlerdi. Bellerine şal kuşak sararlardı. Ayaklarında fortlu bir tür galoş ya da sahtiyandan önü bağlamalı mest; ökçesi nalçalı, altı kabaralı ve topuğa gelen bölümü gönden fortlu, "Taşkundura" giyerlerdi.
Orta halli ve yoksul halkın delikanlıları da; şalvar yerine kara, bükülmüş koyun yününden dokunan menevrek, (kıldan yapılmış bol pantolon) çakşır, üstüne de alaca dokumadan bel sıkma giyerlerdi. Bellerine de pamuktan dokunmuş, acem şalı taklidi ya da ak yün ipliğinden 8-10 metre uzunluğunda kuşak sararlardı. Ayaklarına taş kundura ya da yüzü deriden yemeni giyerlerdi.
Yaşlılarda: Yaşlı erkeklerde en rahat giysi ayağında çarık (son yıllarda bunun yerini lastik veya naylon ayakkabı almaktadır) menevrek (pantolon), kıldan yapılmış (çakşır) bir kumaştan bol ve rahat bir pantolondur. Kocaman bir yün kuşak yakasız sıkma (gömlek) bunlara ilaveten de elinde iri taneli tespihler. Yaşlı kadınlarda koca şalvar ve sıkma veya belden kuşaklı uzun robalı entaridir.
Genç kızların kıyafetlerinde bazı bölgelerde pullu dastar başında, vücutta bluz ve ayakta ise damga tabir edilen pantolona yakın bir şalvar vardır.
Yine bazı bölgelerde yaşlı kadınların başı muhakkak örtülüdür. Vücutta bir kepe, ayakta dınga, onun üzerinde üç etek (şini zıbın) vardır.
Kadınlarda Bayram, Düğün ve Gezi Kıyafetleri: Böyle günlerde sandıklardan üç etekler, çitariler pullu, oyalı yazmalar hemen çıkarılır. Kışın ortasında da olsa ortalık bahar renklerine bürünür. Şehirlerde bilhassa merkez kazada yakın zamana kadar düğünlerde gelin kıza ve arkadaşlarına kadife üzerine sarı ve beyaz simlerle işlemeli (el işleri) sevayi ya da dondurma dediğimiz bindallılar giydirilirdi. Kızların ve gelinlerin düğünlerde ayrı özellikleri dikkati çekerdi. Genç kızlar üçeteğin altına lacivert renkte şalvar giyerlerken, gelinler muhakkak göz alıcı veya değişik renkli şalvar giyerler; böylece milli kıyafetlerimizi kendilerine has özellikleri ile hala yaşatmaktadırlar.
Bazı köylerde ise kadınlar simli zıbın (üçetek), kepe (yele) şal, gömlek, bağır yeleği, şalvar ve fes giyerler.
Fes ekseriye kırmızı renktedir, önünde pullar vardır, fesin üstü pullu dastarla örtülüdür. Kepe önden açık, kollar kısa, kol uçları ve ön kısmı ile kısa olan etekleri işlemelidir.